0

Unutulan Nostaljik Sesler

Share
Merhabalar

Unutulan Nostaljik Sesler

Ah eski günler… Teknolojinin henüz hayatımızı bu denli ele geçirmediği daha sade daha saf zamanlar. O vakitler ki her şeyin tadı bir başka değil miydi? Sokak aralarında yankılanan çocuk sesleri eski radyolardan yükselen şarkılar hatta o eski telefonların ahizesinden gelen cızırtılar bile… Şimdi her şey dijital her şey steril. Halbuki o eski kusurlu seslerin büyüsü bambaşkaydı. İşte tam da bu yüzden bugün biraz nostalji yapıp hafızalarımızın derinliklerinde saklı kalmış o unutulmaz seslere doğru bir yolculuğa çıkacağız. Hazır mısınız?

Eski Teknolojinin Sıcak Nefesi

Plakların o eşsiz cızırtısı… Düşünsenize pikapta dönen bir plak hafifçe çatırdayan bir ses ve ardından gelen o sıcak melodi… Sanki zaman duruyor her şey o ana odaklanıyor gibiydi. Şimdilerde ise her şey bir tık uzağımızda dijital platformlarda sıralanmış binlerce şarkı arasında kayboluyor. Elbette pratiklik açısından müthiş fakat o eski plakların ruhu o büyülü atmosfer yok artık. Peki ya kasetçalarlar? Bilhassa biz 90’lar çocukları için kasetçalarlar ayrı bir tutkuydu. O sararmış kasetleri özenle yerleştirip “play” tuşuna basmanın heyecanını hiç unutamam. Hele ki sevdiğimiz bir şarkıyı kaydetmek için radyonun başında saatlerce beklediğimiz günleri… Her “cızz” sesi her tıkırtı o dönemin naifliğini samimiyetini yansıtıyordu sanki.

Çocukluğumuzun Sokağı Bir Sesler Senfonisi

Düdük sesiyle başlardı her şey. Mahallenin en afacan çocuğunun elinde oyunun başlama sinyaliydi o. Ardından misketlerin birbirine çarpmasıyla oluşan o şıkırdama topa her vuruşumuzda yükselen “bam bam” sesi ip atlarken ritmik bir şekilde yere basan ayaklarımızın sesi… Her biri çocukluğumuzun sokaklarında yankılanan birer melodiydi. Annelerimizin camdan seslenişleri Akşam ezanında evde ol! uyarıları ise bu senfoniyi tamamlayan en mühim notalardı. Şimdiki çocuklar ise ellerinden düşürmedikleri akıllı telefonlar tabletlerle haşır neşir. Halbuki bizler sokaklarda oyunlar oynayarak kendi eğlencemizi kendimiz yaratarak büyüdük. Ve tamamı bunları yaparken etrafımızı saran o eşsiz seslerle dolu bir dünyada yaşıyorduk. Belki de bu yüzdendir ki o günleri özlemle anıyoruz.

İlginizi Çekebilir;  Evcil hayvan bakımı ve eğitimi

Analog Çağın Unutulmaz Kelimeleri

Eski telefonların ahizesinden gelen o “zırıltılı” ses ve ardından gelen Alo? kelimesi… Şimdiki misali anlık mesajlaşmalar görüntülü görüşmeler yoktu o vakitler. Sevdiklerimizin sesini duymak için telefon kulübesine koşardık. Ve her “Alo?” dediğimizde karşı taraftaki sevdiğimiz kişinin sesini duymanın mutluluğunu yaşardık. Telefonun başında saatlerce konuşulur hatta bazen sıra kavgaları bile çıkardı. Şimdi ise herkes elindeki akıllı telefonlara gömülmüş durumda. Sanal bir dünyada kaybolmuşken gerçek hayattaki iletişimimizi de kaybettik sanki. Halbuki o eski telefonların o “zırıltılı” seslerin bile bir ruhu vardı. İletişimi daha kıymetli daha kıymetli kılıyordu belki de… Kim bilir?

“`