Stonehenge Neden İnşa Edildi?
Yüzyıllardır gizemini koruyan devasa taşlardan oluşan bir daire… İlk bakışta insanı büyüleyen bu yapı acaba ne için inşa edilmişti? Düşünsenize o dönemdeki imkanlarla bu kadar büyük taşları taşımak üzerinde çalışmak yerine yerleştirmek… Gerçekten inanılmaz bir çaba ve özveri gerektirmiş olmalı. Bu yazıda Stonehenge‘in gizemli dünyasına bir yolculuğa çıkacağız ve olası cevaplar arayacağız. Belki de bu yolculukta kendimizle ilgili de yeni şeyler keşfederiz ne dersiniz?
Göksel Bir Takvim mi?
Bazı araştırmacılar Stonehenge‘in gökyüzüyle sağlam bir bağı olduğuna inanıyor. Taşların konumu güneşin ve ayın hareketleriyle örtüşüyor ve bazı mühim göksel olayları işaret ediyor. Sözgelimi yaz gündönümünde güneş Heel Stone denilen taşın üzerinden doğuyor. Düşünsenize binlerce yıl önce insanlar bu olayı gözlemlemek için bir araya geliyorlardı. Belkide bu olay onlar için mübarek bir anıtı simgeliyordu… Kim bilir?
Bu teoriye göre Stonehenge bir tür göksel takvim olarak kullanılmış ihtimal dahilinde. İnsanlar tarım misali mühim faaliyetler için gök cisimlerinin hareketlerini takip ediyorlardı. Ve Stonehenge bu konuda onlara rehberlik ediyordu.
Ölülerin Ruhları İçin Bir Mabet miydi?
Stonehenge‘in gizemli atmosferi mistik ve spiritüel bir auraya sahip olduğunu düşündürüyor. Nitekim yapılan kazılarda bölgede mezarlar bulundu. Bunun sonucunda Stonehenge‘in sadece ve sadece yaşayanlar için değil eşzamanlı olarak ölüler için de mühim bir mekan olduğunu gösteriyor. Belki de burası atalarına saygı duruşunda bulunmak onlarla bağ kurmak için inşa edilmişti.
Ruh göçüne inanan topluluklar için ölüm bir son değil yeni bir başlangıçtı. Belki de Stonehenge bu geçişi kutlamak ruhlara rehberlik etmek için inşa edilmişti.
Toplumsal Yaşamın Merkezi mi?
Stonehenge misali büyük çaplı bir yapının inşası büyük bir işbirliği ve organizasyon gerektiriyordu. Bunun sonucunda o aşama insanlarının sosyal yapısı ve inançları hakkında ipuçları veriyor. Belki de Stonehenge değişik toplulukların bir araya geldiği ritüeller gerçekleştirdiği veri ve kültür paylaşımında bulunduğu merkezi bir mekan görevi görüyordu.
Düşünsenize yüzlerce insan birlikte çalışarak bu devasa taşları taşıyor şekillendiriyor yerine yerleştiriyor. Bu inanılmaz bir dayanışmanın ve ortak bir amaca adanmışlığın göstergesi değil mi?
“`