Seyahat Tutkunu Kadınlar İçin
Seyahat etmek… Bazen sadece ve sadece bir kaçış, bazen de kendini yeniden keşfetme yolculuğu. Bilhassa biz kadınlar için, değişik kültürlerle harmanlanmak, yeni tatlarla tanışmak, tarihin gizemli sokaklarında kaybolmak bambaşka bir anlam ifade ediyor. İşte size, ruhunuzu okşayacak, anılarınızda unutulmaz izler bırakacak o büyülü rotalar…
Gizemli İnkaların İzinde Peru
Peru… Adını duyduğumuz anda aklımıza gelen ilk şey Machu Picchu olsa da, bu gizemli ülke keşfedilmeyi bekleyen nice hazineyle dolu. İnka medeniyetinin kalıntıları arasında dolaşırken tarihin tozlu sayfalarında bir yolculuğa çıkacaksınız.
Düşünsenize, And Dağları’nın eteklerinde, bulutların üzerinde süzülen antik kent Machu Picchu’da gün doğumu. Güneşin ilk ışıklarıyla Inka tapınaklarını aydınlatması… Bu manzara karşısında adeta büyülenmeyecek, zamanın nasıl durduğuna şahit olacaksınız.
Ve tabii ki bu eşsiz deneyimi ölümsüzleştirmek için fotoğraf makinenizi hazır bulundurun. Üçler kuralını kullanarak kompozisyonunuzu oluşturun, ön izlenecek yol ve arka izlenecek yol dengesine dikkat edin. İnanın bana ortaya vay be dedirtecek kareler çıkacak.
Peru sadece ve sadece Machu Picchu’dan ibaret değil elbette… Başkent Lima’nın renkli sokakları, Amazon Nehri’nin gizemli derinlikleri, Titicaca Gölü’nün masmavi suları… Her biri değişik bir macera vadediyor.
Unutmayın, seyahatiniz boyunca yerel halkla etkileşim kurmaktan çekinmeyin. Gülümsemenizi eksik etmeyin, birkaç kelime İspanyolca öğrenin. Gördüğünüz sıcaklık ve samimiyet sizi çok şaşırtacak.
Lezzet Tutkunları Buraya Peru Mutfağı
Peru denince sadece ve sadece tarihi ve kültürel zenginliklerinden bahsedip de mutfağından bahsetmemek olmaz. İnka mutfağının İspanyol ve Asya lezzetleriyle harmanlandığı bu mükemmel uyum, damak zevkinize unutulmaz bir lezzet şöleni yaşatacak.
Ceviche, taze deniz ürünlerinin limon suyuyla marine edilmesiyle hazırlanan ferah bir ilk adım olarak en uygun. Aji de Gallina, tavuk ve krema ile hazırlanan yoğun bir lezzet. Lomo Saltado, sebzelerle sotelenmiş dana eti ve pilavın buluşmasıyla oluşan doyurucu bir alternatif.
Ve tatlı olarak Picarones’i öneririm. Tatlı patates ve balkabağıyla hazırlanan bu nefis lokmalar, üzerine döktürülen chancaca şurubuyla bir başka güzel!
Alışveriş Tutkunları İçin Klasik El Sanatları
Seyahatinizden sevdiklerinize ve kendinize unutulmaz hediyeler almadan dönmek istemezsiniz, değil mi? Peru, rengarenk tekstil ürünleri, el yapımı seramikleri ve gümüş takılarıyla alışveriş tutkunları için bir cennet.
Bilhassa And bölgesinde üretilen renkli dokumalar, evlerinize sıcak bir hava katacak. Alpaka yününden yapılmış hırkalar, şapkalar ve eldivenler hem sıcacık hem de çok şık.
Unutmadan, pazarlık yapmaktan çekinmeyin. Güleryüzlü ve mütevekkil olursanız, istediğiniz fiyata ürünleri alabilirsiniz.
Binbir Gece Masalları Arasında Fas
Kapalıçarşı’nın labirent misali sokaklarında kaybolmak, baharat kokularıyla sarhoş olmak, çölün gizemli sesini dinlemek… Tamamı bunlar ve daha fazlası Fas’ta sizi bekliyor.
Marakeş’in kalbinde yer alan Jemaa el-Fnaa Meydanı, geceleri canlanan bir tiyatro sahnesine dönüşüyor. Yılan oyuncuları, kına yakan kadınlar, masal anlatanlar… Kendinizi binbir gece masallarının içinde hissedeceksiniz.
Ve Fas denince akla gelen ilk şeylerden biri de elbette ki çöl… Sahra Çölü’nde bir deve turuna katılın ve sonsuzluğun ortasında güneşin batışını izleyin. İşte o an hayatınızın en unutulmaz anlarından biri olacak.
Fotoğraf Tutkunları İçin Işığın Büyüsü
Fas, fotoğraf tutkunları için de bir cennet. Dar sokakları, renkli çarşıları, klasik kıyafetleriyle yerel halkı… Her köşesi değişik bir kare sunuyor.
Bilhassa mavi şehir olarak bilinen Chefchaouen’de fotoğraf makinenizden başınızı ayıramayacaksınız. Evlerin, kapıların, pencerelerin hatta sokakların bile maviye boyalı olduğu bu masalsı kentte, her kare birer sanat eserine dönüşüyor.
Işığın en güzel saati olan altın saatlerde çekimler yapmaya ihtimam gösterin. Güneşin doğumu ve batımı sırasında ortaya çıkan sıcak ve yumuşak ışık, fotoğraflarınıza büyülü bir hava katacak.
Hamam Keyfiyle Yenilenme Klasik Fas Hamamları
Fas denince akla gelen ilk şeylerden biri de klasik hamamları. Yorucu bir gezinin ardından kendinizi bir hamam ritüeline bırakın ve hem bedeninizi hem de ruhunuzu arındırın.
Siyah sabun ve kese ile yapılan peeling uygulaması cildinizi yenileyecek ve canlandıracak. Ardından yapılacak köpük masajı ile tamamı yorgunluğunuzu atacak ve rahatlayacaksınız.
Hamam deneyiminizin ardından nane çayı içmeyi ve Fas tatlılarından tatmayı unutmayın.
Uzakdoğu’nun Gizemi Japonya
Çağdaş dünyanın hızına ayak uydururken geleneklerini de koruyan Japonya… Geisha’ların zarif dünyasından teknolojinin doruklarına uzanan bir ülke.
Kiraz çiçeklerinin ağaçları pembeye boyadığı bahar aylarında Japonya’ya gitmek inanılmaz bir deneyim. Heian Dönemi’nden beri kutlanan hanami geleneğiyle siz de bu büyülü atmosferi yaşayabilirsiniz.
Ve elbette ki Japonya denince akla gelen ilk şeylerden biri de tapınaklar… Kyoto’daki Kinkaku-ji Tapınağı ve Fushimi Inari Tapınağı, mimari ve ruhsal zenginlikleriyle kesinlikle, şüphesiz görmeniz gereken yerler arasında.
Minimalizmin Zarafeti Japon Estetiği
Japonya, minimalizm felsefesinin en güzel örneklerini görebileceğiniz bir ülke. Sadelik, doğallık ve işlevsellik ön plandadır.
Klasik Japon evlerinin sade ve ferah atmosferi, huzurlu bir ortam sunuyor. Doğal malzemelerin kullanımı ve minimalist mobilyalar, göz yormuyor ve rahatlatıcı bir tesir yaratıyor.
Japonya’da geçireceğiniz vakit boyunca bu minimalist felsefeyi hissetmeye çalışın. Fazlalıklardan arının, sadeliğin güzelliğini keşfedin.
Doğayla İç İçe Bir Mola Japon Bahçeleri
Japon bahçeleri, doğayla uyum içinde yaşam felsefesinin en güzel örneklerinden biri. Su, taş, bitki ve kum misali doğal unsurların bir arada kullanıldığı bu bahçeler, zihinsel ve ruhsal bir arınma sağlıyor.
Kyoto’daki Ryoan-ji Tapınağı’nın taş bahçesi, minimalizmin en çarpıcı örneklerinden biri. Sadece ve sadece taş ve kumdan oluşan bu bahçede, kendi düşüncelerinize dönmek ve huzur bulmak olası.
Doğanın Kalbinde Bir Macera Yeni Zelanda
Yemyeşil tepeleri, buzullarla kaplı dağları, masmavi gölleri ve nefes kesen fiyortlarıyla Yeni Zelanda, doğa tutkunları için bir cennet.
Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit filmlerine ev sahipliği yapan bu büyülü ülkede, kendinizi bir film setinde misali hissedeceksiniz. Hobbiton köyünü ziyaret edin, Mordor Dağı’nda trekking yapın veya Tongariro Milli Parkı’nda doğa ile baş başa kalın.
Adrenalin Tutkunları İçin Ekstrem Sporlar
Yeni Zelanda, adrenalin tutkunları için de bir çok alternatif sunuyor. Bungee jumping, rafting, skydiving ve daha sayısız ekstrem sporla adrenalin seviyenizi yükseltebilirsiniz.
Queenstown, ekstrem sporlar merkezi olarak kabul ediliyor. Burada, dünyanın ilk ticari bungee jumping noktası olan Kawarau Köprüsü’nden atlayabilir veya Shotover Kanyonu’nda jet boat ile heyecanlı bir gezintiye çıkabilirsiniz.
Yerel Kültüre Saygı Gösterin
Yeni Zelanda’da yerli halk olan Maori kültürüne saygı göstermek çok mühim. Bir Marae’ye (Maori toplantı evi) davet edilirseniz, ayakkabılarınızı çıkarın ve girişte klasik karşılama törenine katılın.
“`