0

En İlginç Arkeolojik Keşifler

Share

Merhabalar

En İlginç Arkeolojik Keşifler

Geçmişin gizemleri beni hep büyülemişti. O eski kalıntılar sanki unutulmuş bir dilin fısıltıları gibiydi. İnsanın merak duygusu yok mu işte o duygu beni tarihin derinliklerine çekiyor her yeni keşifte biraz daha heyecanlanıyorum. Hele ki bu keşifler bildiklerimizi altüst ediyorsa tarihe bakış açımızı değiştiriyorsa… İşte o zaman gerçek bir hazinedir bulmuş misali hissediyorum.

 

Kayıp Şehirler ve Uygarlıklar

 

Pompeii’yi düşünün bir anda volkanik küller altında kalmış bir şehir… İnsanlar hayvanlar günlük hayatın tamamı detaylarıyla donup kalmış zamanın içinde. Ya da derin denizlerde keşfedilen Atlantis efsanesini akıllara getiren sualtı şehirleri… Geçmişte ne kadar ileri uygarlıkların yaşadığını belirten bu keşifler insanoğlunun potansiyelini bir kez daha gözler önüne seriyor.

 

Benim aklımı kurcalayan bir öteki konu da henüz keşfedilmemiş nice uygarlık nice hikâye barındırdığını düşündüğüm Amazon Ormanları. Kim bilir belki de bir gün o sık ağaçların arasında tarihin seyrini değiştirecek bir medeniyetin kalıntıları bulunur. Düşünsenize kayıp bir dilin şifresini çözmek o insanların yaşamlarını inançlarını hayallerini gün yüzüne ortaya koymak… Bu insanlık için ne müthiş bir adım olurdu!

 

Gizemli Yapılar ve Anıtlar

 

Mısır piramitlerinin gizemi hala çözülebilmiş değil. Nasıl inşa edildikleri amaçları… Her biri tarihin derinliklerinden gelen birer bilmece misali. Ya da Peru’daki Nazca Çizgileri… Devasa boyutlarda sadece ve sadece gökyüzünden görülebilen bu gizemli şekiller kimler tarafından ne amaçla yapıldı? Belki de dünya dışı varlıklara bir mesajdı bunlar kim bilir?

 

İnsanın hayal gücünü zorlayan bu yapıları gördükçe kendimi o dönemlerde yaşamış insanlar misali hayal ediyorum. Onların gözünden bakmaya çalışıyorum dünyaya. Acaba onlar da yıldızlara bakıp evrende yalnız olup olmadığımızı sorguluyorlar mıydı? Yoksa bizim bugün bile ulaşamadığımız bir veri birikimine mi sahiplerdi?

İlginizi Çekebilir;  Efsaneleşmiş Futbol Maçları

 

Antik Eserler ve Yazıtlar

 

Rosetta Taşı’nı ele alalım Mısır hiyerogliflerini çözmemizi sağlayan adeta geçmişin kapılarını aralayan bir anahtar gibiydi. Ya da Ölü Deniz Yazmaları… İncil’in en eski el yazmaları arasında yer alan bu parşömenler din tarihine ışık tutan paha biçilmez belgeler.

 

Bir arkeolog değilim belki ama o eski yazıları okuyabilmeyi atalarımızın düşüncelerine hayallerine şahit olabilmeyi ne çok isterdim. Geçmişle aramızda köprü kuran bu eserler insanlık tarihinin ne kadar maddi gücü yerinde ve içinden çıkılması müşkül olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

 

Aslında her arkeolojik keşif geçmişle gelecekte kurulan bir köprüdür. Bize nereden geldiğimizi kim olduğumuzu hatırlatır. Ve belki de en önemlisi geleceğe nasıl yön vereceğimiz konusunda ipuçları tanıtır.

“`